Küre, kürebeldesi

Küre Beldesi


 Içerige git

Dursun Fakih

DURSUN FAKIH

Tefsîr, hadîs ve fikih âlimi. Seyh Edebâlî hazretlerinin dâmâdi. Osmanli Devletinin kurucusu Osman Beyin bacanagidir. Dogum târihi bilinmemektedir. Sultan Orhan devrinde vefât etti.

Aslen Karamanli olup, hocasi Edebâlî hazretlerinin hemsehrisidir. Çesitli ilimleri, Edebâlî'den tahsîl edip, tefsîr, hadîs ve fikih bilgilerinde âlim, tasavvufta yüksek derecelere sâhib oldu. Kalbi, kötülüklerin pisliklerinden temizlendi. Dünyâlik olan seylerden uzaklasmakta ve takvâda, güzel ahlâkta, Allahü teâlânin emir ve yasaklarina uymakta, insanlara dogru yolu göstermekte çok ileri idi.

Bu sirada Anadolu Selçuklu Devleti Sultaninin, Ilhanli Gâzan Han tarafindan Iran'a götürülmesi üzerine devlet parçalandi. Her önüne gelen bey, herkes siginacak yer arar oldu. Haber Osman Beyin meclisine ulasti. Mecliste hazir bulunan Osman Beye, hatîb ve vâiz Dursun Fakîh su teklifi yapti: "Beyim! Cenâb-i Hak size, siginacak yer arayan müslümanlari bir araya toplayip idâre etmek basîretini ve gücünü ihsân etmistir. Allahü teâlânin inâyeti, duâ ordusunun himmet ve bereketi, gazâ ordusunun kuvvet ve kudretleriyle çevrenizdeki tekfurlari dize getirip, birçoklarinin topraklarini mülkünüze dâhil ettiniz. Simdi sira Anadolu topraklarini ehil olmayanlarin elinden kurtarip, ahâlisini huzûra kavusturmaya gelmistir. Müsâade buyurun da, adiniza hutbe okuyup, sizi sultan îlân edelim." dedi. Sultan düsünüp, istisâre etti. Dursun Fakîh'e hak verdi. O gün Dursun Fakîh, Osman Gâzi adina hutbe okuyup, beyinin sultanligini îlân etti.

Dursun Fakîh bundan sonra Osman Gâzinin cihâd hareketine istirak etti. O hem elinde kilici ile gazâlara katiliyor hem de namaz vakitlerinde gâzilere namaz kildiriyordu. Ayrica gâzilerin dînî meselelerdeki suâllerini de Dursun Fakîh çözüyordu. Bu husûsiyetleri ile onun Osmanli Devletinin resmî olmamakla berâber ilk kâdiaskeri hüviyetini tasidigi anlasilmaktadir.

Dursun Fakîh, okudugu hutbelerde vâz ve nasîhatlarinda gâzilerin gazâ sevkini artirici sözler söylerdi. Resûlullah efendimizin ve O'nun mübârek Eshâbinin güzel ahlâk ve örnek yasayisini anlatirdi. Bu mübârek âlimin sözleri ve duâlari bereketi ile Osman Gâzinin seçme yigitleri, Allahü teâlânin dînini yaymaya, insanlara merhametli davranip zarar vermemeye çok gayret ettiler. Herkese iyilik edip, hayirli amel islediler. Nefslerini terbiye edip, ebedî saâdete kavusmak için gayret gösterdiler.

Osman Gâzi 1302'de memleketi bes idârî bölgeye ayirip, Bilecik'in idâresini Seyh Edebâlî hazretlerine birakti. Dursun Fakîh bundan sonra hocasi Seyh Edebâlî'nin yaninda kalip onun yerine tefsîr okuttu ve fetvâ islerini yürüttü. Edebâlî hazretlerinin vefâtindan (1326) sonra onun zâviyesinde seyhlik makâmina oturdu. 1330'da Iznik, Orhan Gâzi tarafindan alindiktan sonra Bilecik kâdisi olan Çandarli Kara Halil, Iznik kâdiligina getirildi. Bu târihten îtibâren Dursun Fakîh'e de Bilecik kâdiligi vazîfesi verildi. Dursun Fakîh'in bu görevde iken vefât ettigi tahmin olunmaktadir. Kabri Bilecik'teki hocasi Seyh Edebâlî türbesi içindedir. Seyh Edebâlî hazretleri hatip, kâdi ve sâir olan talebesi Dursun Fakîh ile yanyana yatmaktadir. Bu çok sevilen dervis gâzinin bir makam türbesi de, Sögüt'ün Küre köyü civârinda bir tepe üzerindedir.

Dursun Fakîh'in ilmi, zühd ve takvâsi güzel ahlâki yaninda diger bir yönü de sâir olusudur. Nitekim onun; Mukaffâ Kalesi Gazâvatnâmesi isimli eseri günümüze kadar gelmistir.

Dursun Fakîh eserini su sekilde bitirmektedir:

Yâ Ilâhî Habîbinin hürmeti
Rahmetinle bagisla bu ümmeti

Suçumuz çok ani sefi kiliruz
Rahmetini ol sebebden bilirüz

Rahmetin umar isen Dursun Faki
Resûlullah'in mücâzâtlarin oku.

1) Sakâyik-i Nu'mâniye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.21
2) Kâmûs-ul-A'lâm; c.4, s.3020
3) Türk Dünyâsi Arastirmalari Dergisi, sayi 6, s.117-130
4) Âsikpasaoglu Târihi; s.27
5) Tâcü't-Tevârih; c.5, s.2-3



 Içerige geri dön |  Geri ana menüye